23 Haziran 2016 Perşembe

Kronik Yorgunluk mu? Tükenmişlik Sendromu mu?

Kronik yorgunluk sendromu son yıllarda artık hayatımızın bir parçası olmuş durumda kiminle konuşsam aynı şikayetler. Değişik nedenlerden dolayı ortaya çıkan bu rahatsızlığın en önemli belirtisi uzun süreli yorgunluk halidir. Çok çalışan ya da strese maruz kalan herkeste kronik yorgunluk sendromu görülebilir.
Konuştuğum danışanlarımın birçoğu bu rahatsızlığa yakalandığını ve yakalanacağını düşünüyor. Maalesef bu önemli rahatsızlığı herkes ciddiye almıyor. Bazıları böyle bir rahatsızlığın olmadığını çevreden etkilendiklerini  düşünüyor. Ancak böyle bir rahatsızlık çoğumuzun hayatında bilinçli ya da bilinçsiz var.
Yorgun yokuşa sürülmez !
Tükenmişlik sendromunda ise yaşanan duyguların, depresyondaki umutsuzluk, çaresizlik, boşluk, hastalık v.b. duygular ile benzerlik taşır. Tükenmişlik belirtilerinin çeşitliliği ve tükenmişliğin gizli bir süreç olması bu sendromun tanınmasını zorlaştırmakta, depresyon, anksiyete, stres gibi durumlarla karışmasına neden olmaktadır. Bu nedenle tükenmişlik depresyonla çoğu zaman iç içe gelişebilmektedir.
Tükenmişlik; kişinin kendi içine çekilmesi, çevresine karşı ilgisini kaybetmesi ve başarısızlık duygularını yoğun olarak yaşaması olarak ele alınabilir.
Tükenmişlik sürecinde kişinin üretkenliği ve kendine olan saygısı azalır. İş ile ilgili hoşnutsuzluğu artar, çok sayıda fiziksel semptom ortaya çıkar, aile içi ilişkilerde bozulma ve duygularda değişiklik (saldırganlık, anksiyete, depresyon gibi) sık görülür. Genellikle yaptıkları iş için heyecanın yitirilmesi, tatminsizlik ve yardım bekleyen hastalara karşı negatif bir davranış tutumuyla kendini gösteren bir sürecin son basamağıdır.
Tükenmişlik sendromunun belirtileri; duygusal belirtiler, bilişsel belirtiler, fiziksel belirtiler, davranışsal belirtiler ve motivasyonel belirtiler olmak üzere beş kategoriye ayrılmıştır. Kişisel düzeyde, endişe, hüzün, karamsarlık ve anlık olarak değişen duygu durumu hakimdir. Kişi kaygılı ve gergindir. Duygu kontrolü zayıftır ve nedensiz ağlamalar görülmektedir. Bireyler karşıdakini dinleme ve anlamaya kapalı, durgun, mesafeli ve duygudan uzak bir iletişimi tercih etmektedirler. Mesleki açıdan, işten memnuniyetsizlik ve yetersizlik duygusu yüksek düzeydedir. Zihinsel yetilerde yavaşlama, dikkat eksikliği, unutkanlık, plansızlık, sık hata yapma, bağımlı ve sınırlı düşünce kapasitesi, kalıplaşmış düşünce tarzı, kişiler arası iletişim ve karar verme becerisinde azalmalar görülmektedir. Yalnız kalma neticesinde oluşan durumların üstesinden gelme yetilerinde gerilemeler meydana gelmektedir. Kişiler arası iletişimin azalması tükenmişlik sendromunun önemli bir karakteristiğidir. Bu durum bilişsel açıdan olumsuz, kötümser, empatiden uzak, zayıf ve kalıplaşmış bir iletişimi ifade etmektedir. Bu iletişim tarzı kişiyi çevreden uzaklaştırmaktadır, kişinin çevreye olan güvenini sarsmaktadır ve aynı zamanda kişinin çevresindekilerden şüphe etmesine neden olmaktadır. Mesleki açıdan, bu kişiler iş ortamında kendilerini güçsüz hissetmektedirler ve destekten yoksundurlar. Kendilerini şanssız olarak tanımlamaktadırlar. Benlik saygılarındaki azalma onları beceriksizleştirmektedir ve iş performanslarını düşürmektedir. İş arkadaşlarına ve üstlerine karşı öfkeli ve kırıcı olmaktadırlar. Sonunda sürekli çevreyi ve çevredekileri suçlamaya başlamaktadırlar.
Fiziksel yakınmalar; baş ağrısı, kas ve eklem ağrıları, sinirlerde çekilmeler, yorgunluk ve sık hastalanma ve hastalanma endişeleri, sık fiziksel muayeneler, boğaz kurulukları, nefes daralmaları, kilo kayıpları, uyku ve cinsel problemlerdir. Psikosomatik yakınmalar; kalp rahatsızlıkları, ülser gibi bir çok rahatsızlığı berberinde hissettirir.
Davranışsal belirtiler için aşırı hareketlilik ve taşkınlıktan dolayı dikkati yoğunlaştırma güçlükleri, kararsızlık, sigara ve alkol kullanımında artışlar, dengesiz beslenme, sakarlık ve kaza yapma riskinin yükselmesi kişisel düzeyde olan belirtilerdir.
Bu kişilerin ilgi, merak ve ideallerinde azalma vardır, hayal kırıklıkları ve şaşkınlıkları üst düzeydedir. Sık sık memnuniyetsizliklerini dile getirmektedirler. Yeni durumlar için cesaretlerini kaybetmişlerdir. Mesleki açıdan ise işe gelme konusunda oldukça isteksizdirler.
Tükenmişlik ve Kronik yorgunluk sendromu benzer tepkiler ve belirtiler gösterdikleri için karıştırılmaktadır. Bu noktada en güzel sonuç profesyonel görüş ve destek almaktır
Kronik yorgunluk kaderiniz değil !
1.  Başarılı insanlar daha çok kronik yorgunluk yaşıyor
“Başarılı olmaya çok odaklanan kişiler kendilerine yüksek hedefler belirliyorlar ve etrafındaki kişiler de onlardan bu oranda başarı bekliyorlar. Başarılı kişiler kendilerini uzun ve yoğun çalışma temposuna sokuyorlar”. Yorgunluk sendromu işinde başarılı olan ve yoğun eğitime maruz kalmış kişilerde sıkça rastlanıyor.
2. Duyarlı insanlar daha yorgun
Başkalarının iyiliğini ve sorunlarını çok fazla düşünen iyi kalpli insanların rahatsızlığa daha yatkınlar. Bu kişiler, kendilerine odaklanmanın bencilce olduğınu düşünüp ihtiyaçlarını göz ardı ediyorlar. Bu bir nevi yakıt olmadan araç kullanmaya benziyor.
3. “Hayır” diyemeyenler daha yorgun.
Başkalarını çok fazla düşünen bireyler, etrafındakilere “hayır” diyemiyorlar. “Hayır” diyebildikleri tek şey daha az çalışmak. Bu da “Kendilerini içten içe tüketiyorlar” anlamına geliyor.
4. Yorgunluk ve depresyonu karıştırmayın
Kronik yorgunluk sendromu ve depresyon birbirlerine çok benzeseler de, aralarında ince bir çizgi var. Depresif bireyler genelde vazgeçmeyi alışkanlık edinirken, yorgunluk sendromuna maruz kalmış kişiler öfkeli ve kızgın oluyorlar. Kronik yorgunluk sendromuna sahip kişilerin depresyondaki kişilerden çok farklı özelliklere sahiptir. Ancak yine de, yorgunluk sendromunun bir süre sonra depresyona yol açacağını bilmekte fayda var.
5. Kronik yorgunluğu önlemek için kendinize odaklanın
Sağlığınıza önem verin! Kendinizi içten içe tüketmeyin ve sizi mutlu eden şeylere odaklanın. Kendinize limitler koymanız, “hayır” demeye alışmanız ve gerektiğinde yardım istemekten çekinmeyin. Böylelikle yorgun hissetmeyeceksiniz. Düzenli,kaliteli ve yeterince uyumakta çok önemli faktörler arasında yer alıyor.
Kronik yorgunluk sendromu çok ciddiye alınması gereken bir konu. Lütfen bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşarak, onların da durumdan haberdar olmalarını sağlayın

Hayatınızdaki ufak değişikliklerle yorgun bir hayattan kurtulabilirsiniz.

2 yorum:

  1. bloga yeniden yazdığını görmek çok güzel :) daim olsun burda paylaştıkların dilerim ;)

    YanıtlaSil
  2. Yazınızda tükenmişlik sendromunu çok güzel özetlemişsiniz, ancak kronik yorgunluk sendromu bu anlattığınızdan tamamen farklı, çok daha ağır, biyolojik bir hastalık ve çok çalışmak, strese maruz kalmak, anksiyete ve depresyon ile bir bağıntısı yok. İki hastalığı ayrı tutmak daha doğru olur.

    YanıtlaSil